Yazar "Pulat Demir, Halime" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Assessment of nutritional status, body composition and blood biochemical parameters of patients following sleeve gastrectomy: 6 months follow up(ELSEVIER, RADARWEG 29, 1043 NX AMSTERDAM, NETHERLANDS, 2021) Batar, Nazlı; Pulat Demir, Halime; Bayram, Hatice MerveBackground and aims: Today, Sleeve gastrectomy (SG) has recently become the most common bariatric procedure among various bariatric surgical procedures due to its advantages. The aim of this study is to investigate nutritional status, body composition and biochemical parameters following SG. Methods: This was a prospective study, the subjects were patients who underwent SG at a special obesity clinic in _ Istanbul, Turkey, between 01.05.2017 and 01.11.2017. The mean body mass index (BMI) of the participants was 42.15 ± 4.84 kg/m2 for men and 41.44 ± 4.34 kg/m2 for women, preoperatively. Nutritional status, some anthropometric measurements and blood sampling were taken at each visit. Data were collected and analyzed for the present study at the following periods: pre-operation (pre-op), 1 month, 3 months and 6 months after surgery. Results: A total of 47 SG patients (20 men, 27 women) were evaluated. The mean BMI was 30.23 ± 3.56 kg/m2 for men and 30.35 ± 4.36 kg/m2 for women after 6 months and the amount of excess weight loss (EWL) increased in the 3 months (p < .001). Mean energy, fiber, vitamin A, vitamin C, vitamin B1, niacin, vitamin B12, folate, calcium, magnesium, iron, zinc, phosphorus and iodine were above the Dietary Reference Intake (DRI) recommendations. A significant association was found between protein intake and fat free mass loss in both genders after SG at 6 months (p < .05). Conclusion: Nutrition deficiencies are common for patients after SG. Therefore, it is important to routinely monitor these patients with a professional team.Öğe Banka Çalışanlarının Yaşam Doyumları, Depresyon Durumları, Beslenme Alışkanlıkları ile Antropometrik Ölçümlerinin Değerlendirilmesi: İstanbul İli Örneği(İstanbul Gelişim Üniversitesi Yayınları / Istanbul Gelisim University Press, 2023) Pulat Demir, Halime; Bayram, Hatice MerveAmaç: Bu çalışmanın amacı banka çalışanlarının yaşam doyumları, depresyon durumları, beslenme alışkanlıkları ile antropometrik ölçümlerinin değerlendirilmesidir. Yöntem: Bu tanımlayıcı ve kesitsel çalışma, 146 (%62,3 erkek, %37,7 kadın) bankacı üzerinde yürütülmüştür. Katılımcılara yüz yüze görüşme yöntemiyle demografik özellikler, beslenme bilgisi ve alışkanlıkları ile ilgili soruları içeren anket formu, Yaşam Doyum Ölçeği (YDÖ) ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) uygulanmış ve antropometrik ölçümleri alınmıştır. Veriler SPSS 24.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Bulgular: Katılımcıların YDÖ puanları erkeklerde 14,52±6,58, kadınlarda 15,55±7,13 olup, BDÖ puanları sırasıyla; 6,44±5,56 ve 8,44±8,22’dir. BDÖ sınıflamasına göre katılımcıların %92,4’ünde depresyon semptomu olmadığı bulunmuştur. YDÖ ile BDÖ arasında negatif yönde zayıf bir korelasyon saptanmıştır (r: -0,386;p: 0,001). Bankacıların çoğu sağlıklı beslendiğini düşünse de çalışırken atıştırmalık olarak %51,4 oranında sağlıksız atıştırmalık tükettikleri tespit edilmiştir. Ayrıca psikolojik durumların yeme isteğini etkilediği gözlenmiştir (p<0,05). Beden Kütle İndeksi (BKİ)’ne göre erkeklerin %61,5’i ile kadınların %22,2’si; bel/kalça oranlarına göre ise erkeklerin %30,8’i ile kadınların %14,5’inin obezite riski olduğu saptanmıştır. Sonuç: Çalışmaya katılan bankacıların büyük çoğunda depresyon riski olmadığı ve yaşam doyumlarının yüksek olduğu saptansa da, çoğu sağlıklı beslendiğini düşünmesine karşın, yarısından fazlasının sağlıksız atıştırmalık tükettiği ve obezite risklerinin olduğu görülmüştür. Bu nedenle yoğun ve stresli bir çalışma ortamında çalışan banka çalışanlarının yaşam doyumları ile beslenme bilgilerini arttırmaya yönelik kurum içi eğitimler verilebilir. Ayrıca diyetisyen tarafında ideal vücut ağırlığa ulaşmalarını sağlamak ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını geliştirmek amacı ile eğitimler düzenlenebilir ve bireysel beslenme planlamaları hazırlanabilir.Öğe Effect of Pilates on Body Composition and Some Biochemical Parameters of Women with Type 2 Diabetes on a Low-Carbohydrate or High-Complex-Carbohydrate Diabetic Diet(KOWSARMEDICAL, 13 KERKRADERWEG, HEERLEN, LIMBURG, NETHERLANDS, 2020) Batar, Nazlı; Kermen, Seda; Sevdin, Sezen; Ersin, Aybüke; San, Sevil; Erdem, Mustafa Genco; Pulat Demir, Halime; Güçlü, DuyguBackground: The prevalence of type 2 diabetes mellitus (T2DM) has increased dramatically in the past 30 years. The World Health Organization has prepared an action plan to stop the increase in diabetes and obesity by 2025. Objectives: This study was conducted to assess the effect of pilates on body composition and some biochemical parameters in women with T2DM on a high-complex-carbohydrate diabetic diet or a low-carbohydrate/high-monounsaturated fatty acids (MUFA) diet. Methods: This experimental study was conducted on 120 woman patients with T2DM, referring to the Fatih Medical Park Hospital's Internal Medicine Department, Istanbul, Turkey, between December 2018 and June 2019. Participants were divided into 4 groups and were followed up for 12 weeks. The mean participants' age was 41.67 +/- 3.83 years. The first group received a low-carbohydrate and high MUFA (LC, MUFA) diet, the second group received a low-carbohydrate and a high-MUFA diet and did pilates (LC, MUFA + PL), the third group received a higher complex carbohydrate (HCC) diet, and the fourth group took the HCC diet and did pilates (HCC + PL). Results: According to the applied intervention method, there were significant differences between the preliminary and final measurements of bodymass index, body fat percentage, muscle mass, and fasting blood glucose, insulin, HbA1c, total cholesterol, high-density lipoprotein (HDL), low-density lipoprotein (LDL), and triglyceride (TG) values (P < 0.05). In this study, only an increase in body muscle composition of the women in the LC, MUFA + PL group was found significant (P < 0.05). The highest decrease in body fat ratio was determined again in the LC, MUFA + PL group (P < 0.05). HDLlevels of the women who did pilates increased significantly than other groups (P < 0.05). Conclusions: In the treatment of diabetes, the patient should be evaluated with a multidisciplinary team. Diet and exercise are important non-pharmacological interventions in the treatment of diabetes.Öğe Effects of Nutritional Status and Habits During Pregnancy on Term and Preterm Births(Eurasian Journal of Medicine and Oncology, 2018) Pulat Demir, Halime; İdiz, Cemile; Bayram, Hatice Merve; Yıldırım, SeldaObjectives: This study was designed to explore nutritional status and behaviors in pregnancy and investigate the effects on preterm and term births. Methods: The study was conducted with 120 mothers who gave birth (60 preterm and 60 term deliveries) in a private hospital between November 2015 and December 2015 in Istanbul. A questionnaire to record the demographic characteristics of patients, smoking and alcohol use, nutritional habits, and food consumption frequency was administered in a face-to-face interview. Results: In all, 65% of the births were by cesarean section and 35% were vaginal delivery; 41.7% of the preterm deliveries were in women aged ?35 years, whereas only 5% of term deliveries were in women aged ?35 years. Statistically significant differences were found in terms of education, work status, income level, smoking, pregnancy nutrition, and psychological status between preterm and term delivery mothers (p<0.05). Gestational weight gain was ?8 kg in 36.7% of mothers with preterm deliveries and ?12 kg in 36.7% of mothers and 8-12 kg in 68.3% of the mothers with term deliveries. Compared with preterm delivery mothers, term delivery mothers had fewer nutritional problems during pregnancy and more regular meal consumption (p<0.05). Conclusion: Weight gain and nutrition in pregnancy are variables that affect preterm birth. Hence, nutritional training should be provided regularly to pregnant women, and their weight should be monitored.Öğe Egzersiz Öncesi ve Sonrasında Sağlıklı Yaşam Önerileri(İstanbul Gelişim Üniversitesi / Istanbul Gelisim University, 2020) Pulat Demir, HalimeHer birey kendi ekonomik durumuna, besin hazırlama ve pişirme imkânların ve yaşı cinsiyeti gibi bireysel özelliklerine uygun kendine özel beslenmelidir. Besin çeşitliliği sağlanmalıdır. Düzenli olarak 3 ana-3 ara öğün tüketilmelidir. Öğün atlanmamalıdır. Özellikle kahvaltı en önemli öğünümüzdür. Çay ve kahve yemeklerde en az 45 dakika önce ve sonra içilmelidir. Vücut ağırlığı ideal düzeyde tutulmalıdır. Şeker ve tatlı tüketimi azaltılmalıdır. Posa alımı artırılmalıdır. (kurubaklagiller, tam buğday tahıllı ürünler, sebze, meyve) Sebze ve meyve tüketimi artırılmalıdır. Düşük yağlı ve düşük kolesterollü besinler tüketilmelidir. Haftada 2 kez balık tüketilmelidir. Kalsiyum içeriği yüksek besinler tüketilmelidir. (süt, yoğurt, peynir gibi) Tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır. Besinler doğru hazırlanmalı ve doğru pişirilmelidir. En az 2 litre su tüketilmelidir. Sigara ve alkol kullanılmamalıdır. Fiziksel aktivite düzeyi tüketilmelidir. Sağlıklı olmak için günde 10.000 adım atılmalıdır.Öğe Futbol İl Hakemlerinin Beslenme Alışkanlıkları, Besin Tüketimleri ve Antropometrik Ölçümlerinin Değerlendirilmesi(Türkiye Klinikleri Yayınevi, 2021) Pulat Demir, Halime; Bayram, Hatice MerveAmaç: Çalışmanın amacı, İstanbul ilinde bulunan futbol il hakemlerinin beslenme alışkanlıklarını, besin tüketimlerini ve antropometrik ölçümlerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışma, Ekim 2017-Şubat 2018 tarihleri arasında İstanbul’da görev yapan 274 il hakeminde gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara yüz yüze görüşme yön- temi ile anket formu (kişisel bilgiler, beslenme bilgi ve alışkanlarını içeren sorular ile besin tüketim kaydı) uygulanmış, vücut analizi ya pılmış ve antropometrik ölçümleri alınmıştır. Verilerin analizi SPSS 25.0 programı ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışma 193 kişiyle tamamlanmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 24,16±3,13 yıl, hakemlik yılı ortalaması ise 3,79±1,84 yıldır. Katılımcıların %46,6’sı beslenme bilgisinin yeterli olduğunu, %29,5'i beslenme bilgisini televizyon ve internetten öğrendiklerini belirtmiştir. %61,1’inin öğün atlamadığı bulunmuştur. Enerji alımları maç öncesi ve maç sonrası tüketimleri sırasıyla 2.304,4±353,4 ve 2.346,3±484,7 kkal’dir. Hakemlerin maç öncesi, sonrası, off gün ile son 24 saatlik besin tüketiminde enerji ve bazı besin ögelerinin alımında farklılıklar bulunmuştur. Katılımcıların ortalama beden kitle indeksleri (BKİ) 23,67±2,77 kg/m2 ; yağ oranları ise %9,15±4,27 olarak bulunmuştur. Bu çalışmada triceps ve biceps deri kıvrım kalınlıkları sırasıyla 14,00±3,96 kg ve 6,90±3,47 kg; sağ ve sol el dinamometresine göre el kavrama güçleri sırasıyla 44,56±8,46 kg ve 42,19±8,55 kg olarak saptanmıştır. Sonuç: Çalışma sonucunda futbol il hakemlerinin beslenme bilgisinin yeterli olmadığı, maç öncesi ve sonrasında bazı besin ögelerinin alımında farklılıklar olduğu, BKİ ve yağ oranlarının normal aralıkta olduğu bulunmuştur. Sporcular gibi hakemler için de vücut kompozisyonu ve besin ögesi ihtiyaçlarına göre bu alanda uzmanlaşmış diyetisyen tarafından sağlıklı ve dengeli beslenme programları ve eğitimlerinin düzenlenmesi performansları açısından faydalı olabilir.Öğe Huzurevinde ve Kendi Evinde Yaşayan Yaşlıların Beslenme Durumlarının ve Yaşam Doyumlarının İncelenmesi(İstanbul Gelişim Üniversitesi Yayınları / Istanbul Gelisim University Press, 2019-04-30) Pulat Demir, Halime; Bayram, Hatice Merve; Yavuzel, GülşahAmaç: Bu araştırmanın amacı; huzurevinde ve kendi evinde kalan yaşlıların beslenme durumları ile yaşam doyumlarının incelenmesidir. Yöntem: Çalışma Kasım 2016-Şubat 2017 tarihleri arasında İstanbul’da özel bir huzurevinde yaşayan 52 yaşlı (20 erkek, 32 kadın) ve kendi evinde yaşayan 54 (16 erkek, 38 kadın) yaşlı olmak üzere toplam 106 yaşlı üzerinde yapılmıştır. Katılımcılara sosyo-demografik özellikleri, Mini Nutrisyonel Değerlendirme (MNA) ve 24 saatlik besin tüketim kaydını içeren anket yüz yüze görüşülerek uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi SPSS 23.0 programı ile yapılmıştır. Bulgular: Huzurevinde yaşayanların yaş ortalaması 77.52±9.51 yıl, kendi evinde yaşayanların 70.36±7.20 yıldır. Kendi evinde yaşayan yaşlıların %83.3’ünün ailesiyle, %9.3’ünün yalnız, %7.4’ünün çocuğuyla yaşadığı görülmüştür. Ana öğünler açısından gruplar arasında fark bulunmamış (p>0.05), ara öğünlerin tüketimi huzurevinde kalanlarda daha az bulunmuştur (p<0.05). Huzurevinde kalan yaşlıların %50’si malnütrisyon riski altında, %7.7’si malnütrisyonludur, kendi evinde yaşayanlarda ise bu oranlar sırayla %20.6 ve %3.7’dir (p<0.05). Huzurevinde kalanların enerji, protein, yağ, alımları daha düşük bulunmuştur (p<0.05). Yaşam doyumları arasında ise farka rastlanmamıştır. Sonuç: Huzurevinde yaşayan yaşlıların malnütrisyon durumları daha yüksek, enerji ve makro besin ögesi alımları daha düşük bulunmuştur. İki grupta da yaşam doyumlarının yüksek olduğu saptanmıştır. Malnütrisyon oluşumunda besine ulaşmanın yanında psikolojik yönün de değerlendirilmesi, düzenli olarak malnütrisyon taraması yapılması, yaşam doyumuna etki eden nedenlerin birlikte değerlendirilmesi önerilebilir.Öğe İlköğretim Çağındaki Çocuklarda Obezite Üzerinde Etkili Olan Bazı Faktörlerin İncelenmesi: İstanbul Örneği(İstanbul Gelişim Üniversitesi Yayınları / Istanbul Gelisim University Press, 2022) Pulat Demir, Halime; Karşıdağ, KubilayAmaç: Çocukluk çağında obezite tüm dünyada artmaktadır. Bu çalışma ilköğretim çağındaki çocuklarda obezite üzerinde etkili olan bazı faktörlerin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Çalışma İstanbul'da iki farklı okulda 621 ilköğretim öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Çocuklar 7-15 yaş grubunda olup rastgele örneklem yöntemi ile seçilmiştir. Çocuklara demografik özellikler, beslenme ve fiziksel aktivite ile ilgili sorulardan oluşan bir anket uygulanmış olup, bazı antropometrik ölçümleri alınmıştır. Çocukların Beden Kütle Indeksi (BKİ) değerleri Türk çocuklarının persentillerine göre sınıflandırılmıştır. Veriler SPSS 13.0 programı ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin %47,5’i kız, %52,5’i erkektir. BKİ sınıflandırmasında öğrencilerin %11,8'i obez bulunmuştur. Özel okuldaki öğrencilerde obezite prevalansı %17,3 devlet okulundaki öğrencilerde %6,6’dır (p<0,05). Üniversite mezunu anne ve babaların çocuklarında, aile birey sayısı üç kişi olanlarda obezite oranı daha fazladır (p<0,05). Beslenme alışkanlıklarına göre düzenli akşam yemeği tüketmeyenlerde ve sevinçli/mutlu olduğunda iştah değişimi olmayanlarda daha fazla obezite oranı görülmüştür (p<0,05). Ayrıca, okula özel araba ile giden öğrencilerin obezite oranı en fazladır (%18,2; p< 0,05). Sonuç: Çalışma sonucunda çocuklarda obezite oranı yüksek eğitim düzeyine sahip anne ve babaların çocuklarında, özel okula giden çocuklarda ve üç kişilik ailelerde yaşayanlarda daha yüksek bulunmuştur. Çocuklarda obezite gelişimini önlemek için okullarda düzenli olarak antropometrik ölçümlerin alınması, öğrencilere ve ebeveynlere sağlıklı beslenmeye yönelik eğitimlerin verilmesi faydalı olabilir.Öğe Prevalence of Obesity Between 6-15 Years Children in Istanbul(İstanbul Gelişim Üniversitesi Yayınları / Istanbul Gelisim University Press, 2022) Pulat Demir, HalimeAim: This research aims to evaluate the prevalence of obesity and nutritional habits in children aged 6-15 in a district of Istanbul. Method: This is a cross-sectional study conducted with 2452 students aged 6-15 in 19 primary schools in Avcılar district of Istanbul. A face-to-face questionnaire was applied about the children's nutrition habits and food consumption frequencies. Children's height, weight, waist and hip circumference measurements were taken. Children were categorized according to Z-scores. Statistics were made using the SPSS 21 program. Results: A total of 47.8% of students were boys, 52.2% were girls. The mean age of the students was 9.47±2.21 years, average BMI was 18.7±3.73 kg/m2. Overweight and obesity prevalence was 20.3% and 13.2%, respectively. The obesity prevalence of 9-y-old was at the highest level, and males were more obese than females (p<0.001). A significant difference was found between obese and non-obese students in terms of snacking while studying and watching TV, and the frequency of some food consumption (p<0.05). Conclusion: It was found that one out of every three children was overweight. In addition to national and international policies, regional and local follow-ups and taking necessary precautions may be beneficial in controlling childhood obesity.Öğe Term ve Preterm Doğan Bebekler ile Annelerinin Antropometrik Ölçümlerinin Karşılaştırılması(İstanbul Gelişim Üniversitesi Yayınları / Istanbul Gelisim University Press, 2020) Pulat Demir, Halime; Bayram, Hatice Merve; Akgöz, Hasan FatihAmaç: Bu çalışma term ve preterm bebekler ile annelerinin antropometrik ölçümlerinin karşılaştırılması amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Yöntem: Araştırma Kasım 2015- Aralık 2015 tarihleri arasında İstanbul’da özel bir hastanede doğum yapan 120 (60 preterm, 60 term doğum) anne ve bebek ile yapılmıştır. Katılımcıların demografik özellikleri anket formu ile yüz yüze toplanmıştır. Annelerin boy ve ağırlıkları ile bebeklerin boy, ağırlık ve baş çevresi gibi antropometrik ölçümleri standartlara uygun olarak alınmıştır. Veriler, "SPSS 23.00" programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Preterm doğum yapan annelerin %41,7’si 35 yaşından büyük ve %46,7’si lise mezunu olup; çoğu (%66,7) ev hanımıdır. Term doğum yapan annelerin %95’inin, preterm doğum yapan annelerin ise %51,7’sinin doğum öncesi sağlık kontrolüne gittikleri görülmüştür (p<0,001). Term doğum yapan annelerin çoğu (%93,3) bir sağlık problemi yaşamamışken, bu oran preterm doğum yapan annelerde %10’dur ve en sık rastlanan sağlık problemi erken doğum riskidir (p<0,001). Preterm doğum yapan annelerin %36,7’sinin ve term doğum yapan annelerin %16,7’sinin >12 kg ağırlık artışı olduğu; preterm doğum yapan annelerin gebelik öncesi vücut ağırlıkları 65,0±10,2 kg; gebelik sonrası 75,7±11,5 kg; term doğum yapan annelerin ise sırasıyla 56,2±5,4 kg ve 66,4±6,5 kg olarak bulunmuştur (p<0,001). Ayrıca preterm erkek bebeklerin boy uzunlukları 37,3±5,3 cm, vücut ağırlıkları 1.388,±572,82 g ve baş çevresi 27,4±3,5 cm olup; kız bebeklerde bu değerler sırasıyla 39,4±5,1 cm, 1.610,0±576,3 g ve 28,4±3,6 cm’dir. Gebelikte; preterm doğum yapanların %73,3’ü sabah, %65’i öğle, %83,3’ü akşam, term doğum yapanların sırasıyla %100’ü sabah, %96,7’si öğle, %98,3’ü akşam öğününü düzenli tüketmiştir. Sonuç: Term doğum yapanların %68,3’ünün gebelikte 8-12 kg ağırlık artışı olduğu, gebelik öncesi ve sonrası Beden Kütle İndeksi (BKİ) sınıflamasında çoğunun normal aralıkta olduğu görülmüştür. Gebelikte vücut ağırlığı kazanımı ve beslenme düzeni açısından takip bebeğin sağlıklı doğması için önemli olup; düzenli olarak beslenme eğitimi ve ağırlık takibi önemlidir.Öğe Turkish version of the Preschool Children’s Nutrition Screening Tool (NutriSTEP®): a validity and reliability study(SPRINGERNATURE, CAMPUS, 4 CRINAN ST, LONDON N1 9XW, ENGLAND, 2022) Pulat Demir, Halime; Turgut, SimayOBJECTIVE: In this study, it was aimed to evaluate the Turkish validity and reliability of the Preschool Children’s Nutrition Screening Tool (NutriSTEP®), which is used to determine the nutritional status of children in the preschool period. SUBJECT/METHODS: The sample of the study consists of 333 parents with children aged 3–5 years old living in Turkey, who voluntarily agreed to participate in the study and answered the Turkish NutriSTEP® form online. The forward and backward translation method was applied for the language validity of the Turkish form. Expert opinion was sought for content validity. Factor analyzes were applied to determine the construct validity of the Turkish form. Original NutriSTEP® and Iran NutriSTEP® were evaluated to assess cut-points. To evaluate the reliability of the Turkish version, the test–retest method was used. RESULTS: As a result of expert opinion, the Content Validity Index was found to be 0.97. According to exploratory factor analysis, unlike the original NutriSTEP®, five sub-dimensions were obtained and the 13th question with a factor load of less than 0.30 was removed. According to the confirmatory factor analysis, it was shown that the scale was suitable for Turkish society. There were positive, high and statistically significant correlations between the NutriSTEP® scale test–retest scores (p < 0.01). CONCLUSION: The Turkish NutriSTEP® questionnaire is both valid and reliable for the screening of nutrition risk in preschool children of the Turkish population.Öğe Vardiyalı Çalışan Sağlık Personelinin Uyku Süresi ve Beslenme Durumunun Değerlendirilmesi(İstanbul Gelişim Üniversitesi Yayınları / Istanbul Gelisim University Press, 2017-09-05) Pulat Demir, Halime; Elkin, Nurten; Barut, Abdullah Yüksel; Bayram, Hatice Merve; Averi, SevdaAmaç: Bu araştırma, vardiyalı ve nöbet sistemi şeklinde çalışan sağlık personelinin uyku süresi ile beslenme durumları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı tipte planlanan çalışma Ekim 2015-Aralık 2015 tarihleri arasında İstanbul İl Merkezi’nde bir kamu hastanesinde vardiyalı çalışan gönüllü 154 sağlık personelinde yapılmıştır. Verilerin toplanmasında anket formu ve vücut analiz cihazı kullanılmıştır. Anket formu sağlık çalışanlarının demografik özellikleri, çalışma şekli ve saatleri, uyku ve yemek düzeni, beslenme alışkanlıklarına yönelik sorulardan oluşmuştur. Bireylerin biyoelektrik impedans analiz (BİA) yöntemi ile vücut analizi yapılmıştır. Veriler %95'lik güven aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde, SPSS 23.0 programı kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan bireylerde erkeklerin yaş ortalaması 31.4 ± 1.0 ve kadınların 30.7 ± 1.0 yıl olup, geneli lisansüstü mezunudur (%41.6). Bireylerin %42.9’u hekim, %51.9’u hemşire, %3.3’ü yardımcı sağlık personelidir ve %38.3’ü nöbetli çalışmaktadır. Bireylerin Beden Kütle İndeksi (BKİ) değerleri erkeklerde 25.3±4.4, kadınlarda 23.1±5.3 kg/m2 bulunmuştur. Uyku saatleri; sürekli gündüz çalışanların %70.7’sinin düzenli olduğu, sürekli gece çalışanların %51.1’inin, nöbetli çalışanların %56.1’inin vardiya durumuna göre değiştiği görülmüştür (p>0.05). Katılımcıların %24’ünün her gün sabah, %35.7’sinin öğle, %66.9’unun akşam öğününü tükettiği, %64.3’ünün ev dışında yemek yediği bulunmuştur. Ara öğün olarak en çok %43.5 ile bisküvi, kraker, cips tercih edildiği görülmüştür. Sonuç: Vardiyalı çalışan bireylerin hafta içi uyku saatleri normalden az iken hafta sonu yeterli düzeydedir. Vardiyalı çalışan bu grupta en çok atlanan ana öğün sabah kahvaltısı ve ara öğün olarak en çok tercih edilen yiyeceklerin bisküvi, kraker olduğu saptanmıştır.