Dezenformasyonla Mücadelede İfade Özgürlüğü: İçeriğin Korunması ve 29. Madde

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2023

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

İletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve artan dijitalleşme, dezenformasyonun günümüz modern dünyasındaki etkisini ve gücünü arttırmıştır. Dezenformasyon, değişen yapısı ile farklı hak ve özgürlükleri tehdit edebilmekte, çözüm önerilerinin odak noktası ise toplumların yapıları ve hassasiyetleri doğrultusunda değişebilmektedir. Devletler, bu hususta çözüm önerilerini tartışmaktadır. Devletlerin hukuki düzenlemelerle içeriğe yönelik sınırlama ve yaptırımları da bu çözüm yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak demokrasiyi ve temel insan haklarını koruma saikiyle ortaya konan bu düzenlemeler, gerekli hassasiyetlerle ele alınmadığında yine demokrasiyi ve temel insan haklarını tehdit edebilmektedir. Türkiye’de 29. maddeyle getirilen düzenleme, Almaya, Fransa gibi ülkelerdeki sosyal ağ platformlarını sorumluluk almaya yönelten ve/veya din, dil, ırk, cinsiyet temelinde nefret söylemini hedef alan düzenlemelerden farklı olarak, sınırları tanımlanmamış bir biçimde içeriği hedef almaktadır. Bu doğrultuda gerek kullanıcıların gerekse gazetecilik faaliyeti gerçekleştirenlerin dijital içerikleri nedeniyle cezai kovuşturmaya konu olmasına neden olabilecektir. Bu durum, korunması hedeflenen ifade özgürlüğüne zarar vermekte ve demokrasinin temel kriterleri olarak kabul edilen “çoğulculuk, açık fikirlilik ve hoşgörü”ye aykırı bir görüntü sergilemektedir. Bu çalışmanın konusunu; dezenformasyonun demokrasi ve demokrasinin temelini oluşturan ifade özgürlüğü üzerindeki etkileri ve olası çözüm yöntemleri oluşturmaktadır. Eleştirel paradigma çerçevesinde ele alınan çalışmada, dezenformasyona yönelik tedbirlerin kapsamlı bir analizi amacıyla farklı ülkelerde uygulanan çözüm yöntemleri ve yasalarla birlikte Türkiye’de yürürlüğe konan 29. maddenin incelenmesine yer verilmiştir.
Increasing digitalization and developments in communication technologies have increased the impact and power of disinformation in today’s modern world. Disinformation can threaten different rights and freedoms with its changing structure, and the focus of solution proposals can change in line with the structures and sensitivities of societies. States are discussing solutions in this regard. States’ restrictions and sanctions on content through legal regulations are one of these solutions. However, these regulations, which are introduced with the motive of protecting democracy and fundamental human rights, may threaten democracy and fundamental human rights when they are not handled with the necessary sensitivity. Unlike regulations in countries such as Germany and France, which direct social network platforms to take responsibility and/or target hate speech on the basis of religion, language, race and gender, the regulation introduced by Article 29 in Turkey targets content in an undefined manner. Accordingly, both users and journalists may be subject to criminal prosecution for their digital content. This situation harms the freedom of expression, which is aimed to be protected, and is contrary to “pluralism, open-mindedness and tolerance”, which are considered as the basic criteria of democracy. The subject of this study is the effects of disinformation on democracy and freedom of expression, which constitute the basis of democracy, and possible remedies. Within the framework of the critical paradigm, the study examines the solution methods and laws applied in different countries, as well as the Article 29 enacted in Turkey, in order to provide a comprehensive analysis of measures against disinformation.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Dezenformasyon, Sosyal Medya, İfade Özgürlüğü, Yeni Medya, İnternet, Sosyal Ağ Platformu, Disinformation, Social Media, Freedom of Expression, New Media, Internet, Social Network Platform

Kaynak

Yeni Medya Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

15

Künye