Yüksek Lisans Tezleri

Bu koleksiyon için kalıcı URI

İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezleri /Master of Science Theses in Istanbul Gelisim University Graduate School of Naturel and Applied Sciences

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 39
  • Öğe
    Silis dumanı içeren geopolimer betonların % 5 sülfürik asit etkisinde durabilite performanslarının incelenmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Keklik, Uğur
    Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, Geopolimer betonların üretimi sırasında çevreye çok daha az CO2 yaydıkları ve beton üretimlerinde atık malzeme kullanımından dolayı yaşadığımız çevrenin kirletilmesini engellediği ortaya çıkmıştır. Dünyada meydana gelen ekonomik sıkıntılardan dolayı ve ülkemizde yerel olarak rahatlıkla temin edebileceğimiz betonların yapılarda kullanımının önümüzdeki senelerde kullanılacağı da açıktır. Ayrıca 2018 Deprem yönetmeliklerinde yapılarda kullanılabilcek beton sınıfı C80' e kadar yükseltilmesi betonların ülkemizde kullanılacağının bir işareti olarak ta düşünülebilir. Fakat günümüzde sıkça kullanılan Portland ç,mentolu betonların üretimi sırasında enerjiye ihtiyaç duymaları ve çevreye CO2 yayarak yaşadığımız çevreyi kirletmesinden ötürü yeni nesil, daha yeşil ve çevreci beton tiplerine olan ihtiyaç artacaktır. Geopolimer betonlar, çimentosuz olarak üretilebildikleri için ve bağlayıcı malzeme olarak atık malzeme kullanılmasından ötürü gelecekte yapılarda kullanılabilirlik açısından önem arz etmektedir. Fakat şu anda Geopolimer betonların yapılarda kullanımı için standartları yoktur. Geopoliemer beton standartlarının oluşabilmesi amacıyla Geopolimer betonların dayanım ve durabilite performansların çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle araştırmacılar, Geopolimer betonları mekanik ve durabilite açısından incelemektedirler. Bu çalışma kapsamında da Geopolimer beton numunelerin Portland çimentosu içeren betonlar yerine yapı elemanlarında kullanılması incelenecektir. Bu sebeple, 3 değişik Geopolimer betonun Portland çimetolu beton yerine kullanımı araştırılacaktır. İlk Geopolimer beton tipi olarak, % 95 uçucu kül ile % 5 silis dumanlu Geopolimer beton (95U5SF), ikinci Geopolimerli beton tipi olarak %35 cüruflu + % 60 uçucu küllü + % 5 silis dumanlı Geopolimer beton (35C60U5SF), ve üçüncü Geopolimer beton tipi olarak ise % 85 cüruflu + % 10 uçucu küllü + % 5 silis dumanlı Geopolimer beton (85C10U5SF) araştırılmıştır. Geopolimer betonlar laboratuvar ortamlarında ve % 5 sülfürik asitte görsel inceleme, numune ağırlığı değişimi, ve basınç mukavemeti değişimi kriterleri ile üretilen Geopolimer beton numunelerin 28, 56 ve 120 günlük mekanik ve kimyasal durabilite performansları incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, 85C10U5SF Geopolimer betonlar maksimum basınç mukavemeti, 95U5SF Geopolimer beton numuneleriyse minimum basınç mukavemeti göstermiştir. % 5 sülfürik asite maruz kalan Geopolimer numunelerden 35C60U5SF ile 85C10U5SF betonları çok üstün durabilite performansı sergilemişlerdir. Bu yüzden bu betonların Portland çimentolu beton yerine yapısal elemanların üretiminde kullanılabilecekleri sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Akıllı durakların yolcu davranışları üzerindeki etkisi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Atmaca, Mustafa
    Bu çalışmada, İstanbul Beşiktaş bölgesinde bulunan üç pilot akıllı durağın seçilerek yolcu davranışları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Seçilen bu üç akıllı duraklar arasından birincisi,İstanbul'a yapılan ilk pilot konsept akıllı durak olarak da bilinmektedir. Duraklardan ikincisi 34 BZ numaralı metrobüslerinin son durağı olup, bu duraktan deniz ulaşımına ve raylı ulaşım sistemlerine geçiş yapılabilmektedir. İkinci durak, konum olarak da toplu ulaşım sistemlerinin kilit noktası konumundadır. Üçüncü durak ise diğer durakların istikametinde ve raylı ulaşım sistemlerine çok yakındır. Akıllı durakları kullanan yolcu sayılarını belirlemek üzere, sabah 07:00 – 11:00 arası ve öğlen 12:00 – 16:00 arasında 15'er dakikalık yolcu sayımları inen yolcu ve binen yolcu olarak ) her bir durak için yapılmıştır. İkinci aşamada, duraktan geçen otobüs hatlarının isimleri belirlenmiştir. Üçüncü aşamada akıllı duraklara gelecek otobüslerin durağa geliş süreleri, duraklarda bulunan dijital ekranlarından otobüsün durağa gelme zamanları ve gerçekleşen süre not alınmıştır. Aynı zamanda durağa ait hat otobüslerinden inen ve binen yolcu sayımları da yapılmıştır. Dördüncü aşamada ise yolcuların akıllı durak kullanımı hakkındaki görüşlerini almak için, soruları hazırlanmış ve yolculara yöneltilmiştir. Bu saha çalışma aşamaları, her akıllı durak için ayrı ayrı yapılmıştır. Seçilen bu akıllı duraklarda yapılan saha araştırmaları bize yolcuların davranışları hakkında fikir verecek ve yorumlanıp analiz edilmesini sağlayacaktır. Saha çalışmasında yapılan her aşama için toplanan veriler Ms excell programına geçirilip tablo ve diyagram haline getirilmiştir. Bu çalışma sonunda, akıllı durağa gelen hat otobüslerinin beklenen süreden sapmalarının oldukça az olduğu, akıllı durak kullanıclarının, genel olarak akıllı duraklardan memnun olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Değişik geopolimer beton numunelerin farklı kür koşulları altında basınç dayanımının değişimi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Altındal, İlhan
    Beton dünyada yapılarda en fazla kullanılan yapı malzemelerinden birisidir. Gelecekte de beton kullanımının artan nüfusla beraber artacağı düşünülmektedir. Fakat beton yapımında kullanılan Portland çimentosu CO2 salınımından ötürü çevremizi kirletmektedir. Gelecek nesillere yaşanılabilir bir çevre bırakmak için Portland çimentolu beton yerine alternatif beton türlerine ihtiyacımız vardır. Geopolimer beton atık bağlayıcı malzemelerle üretildiklerinden ve çevreye çok daha az CO2 yaydıklarından dolayı gelecekte Portland çimentolu beton yerine kullanılabilirler. Son zamanlarda Geopolimer betonların yapılarda kullanımı için dayanım ve durabilite çalışmaları yapılmaktadır. Bu tez kapsamında ise atık malzemelerle üretilen farklı Geopolimer betonların farklı kür koşulları altında basınç dayanımının gelişimi araştırılmıştır. Geopolimer beton tipleri olarak; %100 yüksek fırın cürufu içeren, %75 yüksek fırın cürufu + %25 F-tipi uçucu kül içeren, %50 yüksek fırın cürufu + %50 F-tipi uçucu kül içeren 3 farklı Geopolimer betonların yapılarda kullanılabilirliği araştırılmıştır. Geopolimer betonların ekonomik üretilebilmesi açısından alkali aktivatörler ile beraber yüksek oranda su kullanılarak Geopolimer beton üretilmiştir. Toplam bağlayıcı miktarı ise kimyasal durabilite etkilerine karşı standartlarda Portland çimentolu betonlara önerilen değerler Geopolimer betonlarda kullanılmıştır. Kür yöntemleri olarak laboratuvar, ısı kürü ve su kürü yöntemleri kullanılarak, 13 farklı kür yöntemleri seçilmiş ve seçilen kür koşulları altında Geopolimer betonların 2., 28. ve 90. günlerde basınç dayanımlarının değişimi incelenmiştir.
  • Öğe
    Merkezi ve dışmerkez çaprazlı çelik bina yapılarında deprem performansının belirlenmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Altan, Yusuf
    Bu tez çalışmasında; 5, 10 ve 15 katlı olmak üzere yapı yükseklikleri farklı üç adet moment aktaran çerçeveli çelik yapıları TBDY 2018`de tanımlanan merkezi ve dışmerkez çelik çaprazlardan oluşan 4 adet perdeli sistem oluşturulmuştur. X ve Y doğrultularında tasarlanan çelik çaprazlı sistemlerin hepsi için ayrı ayrı dinamik ve statik analizler yapılmıştır. Aynı zamanda tüm yapılar itme analizi ve zaman tanım alanında deprem hesap yöntemleri kullanılarak da analizler yapılmıştır. Zaman tanım alanında deprem hesap yöntemi yapılırken 8 adet yakın alan deprem kayıtları kullanılıp analizler yapılmıştır.Tasarım aşamasında deprem yükleri TBDY 2018'e göre belirlenirken yüklemelerin yapılması ve kesitlerin belirlenmesi Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esasları 2018'e göre yapılmıştır. Yapıların analizleri SAP2000 V21 yapısal analiz programı aracılığı ile yapılmıştır. Elde edilen sonuçlarla beraber doğrusal dinamik analiz,doğrusal olmayan statik ve dinamik analizlerle beraber deprem yükleri etkisindeki yer değiştirme, periyot ve yapı ağırlıkları açısından kıyaslanarak çelik çapraz perdelerin hangi yapı yüksekliği seviyesinde gerekli hale geldiği, TBDY 2018`de ele alınan çelik çapraz türlerinin en ideali ve yapılara sağladığı katkılar araştırılmıştır.
  • Öğe
    Grafitin bitümlü sıcak karışımdaki etkisi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Başkan, Fikriye
    Yol üstyapıları; esnek ve rijit olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Bağlayıcı olarak bitümlü malzeme türünün kullanıldığı üstyapı çeşidi esnek yol üstyapısı olarak adlandırılmaktadır. Üstyapı tasarımının konforlu, ekonomik, güvenli, kaliteli olması hedeflenmektedir. Bu doğrultuda yol üstyapı ömrünü uzatmak için bitümlü sıcak karışıma çeşitli katkılar ilave edilerek yol üstyapı dayanımını arttırma çalışmaları yapılmaktadır. Uzun üstyapı ömrünü sağlayan ana unsur, üstyapıda kullanılan malzemelerin kalitesi, karışım malzemelerinin birbirine uyumu, temel malzemelerinde veya taban zeminindeki mukavemetin yapısal olarak üstyapıyı karşılayabilecek durumda olmasıdır. Üstyapı deformasyonlarına neden olan birçok etken mevcuttur. Bunlar; temelin taşıma kapasitesinin yeterli olmaması, bununla birlikte temelde kullanılan malzemelerin yeterli kalınlıkta, sertlikte, kalitede olmaması, trafik yükünün artmasıyla üstyapıda meydana gelen tekerlek izinde oturma, iklim koşulları ve sıcaklık değişimlerinin gerektiği ölçüde dikkate alınmaması vb. gibi sıralanabilir. Bitümlü sıcak karışımların, bilhassa tekerlek izi gibi kalıcı deformasyonlara ve termal çatlamalara karşı direncinin geliştirilmeye ihtiyacı vardır. Bitümlü sıcak karışımın performansını arttırmak için ülkemizde ve çeşitli ülkelerde bitümlü sıcak karışıma çeşitli katkılar ilave edilerek özelliklerinin iyileştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu çalışmada bitümlü sıcak karışım performansını arttırmak için çeşitli üstün özelliklere sahip Grafit malzemesinin bitümlü sıcak karışım içindeki performansı incelenmiştir. Bu amaçla bitümlü sıcak karışım çeşitlerinden taş mastik asfalt karışımıyla çalışma yapılmıştır. Burada, bitümlü sıcak karışımdaki filler yerine Grafit malzemesi kullanılarak modifikasyonu araştırılmıştır.
  • Öğe
    Konut projelerinde ince işler imalat kalite kontrol formları ve kalite kontrol süreciyle ilgili veri tabanı destekli çevrimiçi bir uygulama geliştirilmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Çiçekdağ, Sertan
    Bu çalışmada konut projelerinde ince işler imalatlarının kalite kontrolü için kullanılabilecek formlar düzenlenmiş ve konut sayısı fazla olduğunda evrak düzenlemenin güç bir hal alması sebebiyle kalite kontrol sürecinde kullanılan formlardaki bilgilerin işlenebildiği veri tabanı destekli çevrimiçi bir uygulama geliştirilmiştir. Her bir imalat için kalite kontrol sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar ele alınarak oluşturulan formlar çevrimiçi uygulama olmadan da kullanılabilir çalışma tabloları halinde hazırlanmıştır. İnşaat sektöründe rekabetin fazla ve maliyetlerin yüksek olması sebebiyle firmalar teknolojiye mecburiyetler olmadığı sürece yatırım yapmaktan kaçınmaktadırlar. Çevrimiçi uygulama için üzerinde geliştirildiği platform, özelleştirme, geliştirebilme, devreye alma ve kullanılabilirlik açısından değerlendirildiğinde yok sayılabilecek maliyetlerle hayata geçirilebilir çözümler üretilmiştir. Çalışma sonunda ortaya çıkan formlar ile kalite kontrol süreçlerinin standartlaştıran ayrıca uygulama ile yüksek sayıda konut için yürütülecek kalite kontrol süreçlerinde işlerin takibini kolaylaştıran çıktılar ortaya konmuştur.
  • Öğe
    Farklı geopolimer betonların dayanımlarının zamanla değişimi ve durabilitesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Kayacıklı, İsmail Erhan
    Betonda istenilen en önemli özellikler dayanım ve durabilitedir. Yapılarda kullanılan betonlarda bağlayıcı malzeme olarak Portland çimentosu kullanılmaktadır. Betonda dayanım ve durabilitenin artırılması amacıyla beton içerisinde bağlayıcı malzeme olarak yüksek fırın cürufu, uçucu kül, silis dumanı gibi mineral katkılı puzolanların kullanımı betonun durabilite performansını artırdığı bilinmektedir. Fakat Portland çimentosunun üretiminde çok yüksek miktarlarda CO2 salınımı gerçekleşmektedir. Ayrıca çimento üretimi sırasında enerji maliyetleri de çok yüksektir. Bu sebeple, daha çevreci, yeni nesil, az enerji gerektiren betonların üretimine ihtiyaç duyulmaktadır. Son zamanlarda atık puzolanik malzemelerle üretilen Geopolimer betonlar, Portland çimentosunun çevre ve enerji üzerinde yarattığı problemleri büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle yapılacak çalışmada Geopolimer betonların Portland çimentolu betonların yerine yapılarda kullanımı araştırılacaktır. Bu kapsamda, üç farklı Geopolimer beton incelenecektir. Bunlardan ilki, Geopolimer betonu içerisinde bağlayıcı malzeme olarak %95 yüksek fırın cürufu ve %5 silis dumanı içeren betonlar (95C5SF), ikinci olarak Geopolimer betonu içerisinde %65 yüksek fırın cürufu, %30 uçucu kül ve %5 silis dumanı içeren betonlar (65C30U5SF), ve üçüncü olarak ise Geopolimer betonu içerisinde %15 yüksek fırın cürufu, %80 uçucu kül ve %5 silis dumanı içeren betonların (15C80U5SF) binalarda yapısal elemanlar olarak kullanımı incelenmiştir. Geopolimer betonların üretimi sırasında alkali aktivatör olarak sodyum silikat ve sodyum hidroksit bileşimi kullanılmıştır. Geopolimer betonların kontrol ortamında ve % 5 sülfürik asit ortamında görsel denetim, ağırlık kaybı ve basınç dayanımı kaybı kriterleriyle farklı Geopolimer betonların mekanik ve durabilite performansı belirlenmiştir. Sonuç olarak, 95C5SF Geopolimer betonların en yüksek basınç dayanımına, 15C80U5SF Geopolimer betonlarının ise en düşük dayanıma sahip olduğu belirlenmiştir. % 5 sülfürik asit etkisine karşı en iyi durabilite performanslarını 95C5SF ve 65C30U5SF numuneleri gösterdiğinden, bu betonların binaların yapımında yapısal eleman olarak kullanılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Türkiye Deprem Yönetmeliği 2007 ve Eurocode 8'e göre tasarlanan betonarme binalarda doğrusal analiz yöntemlerinin karşılaştırılması
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018) Kazancı, Sedat
    Binalarda hasar oluşturan doğal afetlerin başında depremler gelir. Depremlerde oluşan can ve mal kayıplarını minimize etmek için bölgelere yönelik yönetmelikler oluşturulmuştur. Depremin yapıya verebileceği hasarı en düşük tutmak için, yapının maruz kalacağı depremin yüklerinin en gerçekçi şekilde yapıya tasarımda verilmesi gerekmektedir. Betonarme binaların tasarlanmasında birçok ülke farklı yöntemler kullanmaktadır. Bu analiz yöntemleri arasında örnek alınan ve kabul gören yöntemler genellikle birbirine benzer çözüm yöntemleridir. Yapmış olduğumuz bu tez çalışmasında; dört farklı bina yüksekliği, üç farklı deprem bölgesi ve üç farklı zemin sınıfında tasarlanan betonarme bir binanın Türkiye Deprem yönetmeliği 2007 ve EUROCODE 8'de verilen eşdeğer deprem yükü yöntemi ile mod birleştirme yöntemleri ile çözümü gerçekleştirilmiştir. Altı bölümden oluşan bu tez çalışmasının ilk bölümünde tez çalışmasının amacı ve kapsamına değinilmiştir. İkinci ve üçüncü bölümlerde ülkemiz, Türkiye Deprem Yönetmeliği 2007 ve EUROCODE8 hakkında genel bilgiler verilmiştir. Dördüncü bölümde Türkiye Deprem Yönetmeliği 2007 ve EUROCODE 8 ile yapılan analizler kendi içlerindeki yöntemlerin analizleri grafiklerle gösterilerek birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Beşinci bölümde, dördüncü bölümde bulunan değerlere göre TDY2007 ve EUROCODE 8 yönetmeliklerin birbiriyle kıyaslanmaları grafiklerle verilmiştir. Altıncı bölümde, iki yönetmelikte de almış olduğumuz bulguların irdelenmesi yapılmıştır.
  • Öğe
    Şerit izleme ve araç-araç haberleşmeden faydalanarak trafik kaza önleme sistemlerinin geliştirilmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Meşedilci, Ömer
    Günümüzde artan trafik yoğunluğu nedeniyle maddi hasar veya can kaybına sebebiyet veren kazaların sayısında önemli ölçüde artışların oluğu görülmektedir. Bu gelişmelere paralel olarak, gelişen otomotiv teknolojilerinin tasarımında sürücü ve yolcuların güvenliğinin sağlanması önemli hale gelmektedir. Bu amaçla otomotiv sektöründe son yıllarda daha güvenli araçlar üretmek için birçok çalışma yapıldığı gözlemlenmektedir. Bu proje, hem hatalı sürüş gerçekleştiren sürücülerin kendi güvenliği, hem de trafikte seyir halinde bulunan diğer araçlardaki yolcuların güvenliğini arttırmak amacıyla tasarlanmıştır. Tez çalışmasında araçları temsilen, şerit izleyen robotlar tasarlanmıştır. Kullanılan robotların şerit takibi yapabilmesi için PD (Proportional Derivative- Oransal Türev) kontrol algoritmasından faydalanılmıştır. Ayrıca robotların birbiriyle otonom olarak haberleşmesini sağlamak amacıyla HC05 ve HC06 Bluetooth modülleri sisteme entegre edilmiştir. Robotlardan herhangi birinin şerit takip sistemine yazılım ile müdahale edilerek hatalı sürüş senaryolarından birini yapmaya zorlanmıştır. Hatalı sürüşü yapan araç tarafından iletilen bilgiyi alan robotun ise kendi güvenliğini temin etmek için gerekli önlemleri alması sağlanmıştır. Üretilen kaza senaryolarında, trafikte seyir halinde bulunan araçların şerit takip sistemleri yardımıyla sürücüleri tarafından nasıl kullanıldığı, araçta bulunan sistem tarafından değerlendirilmektedir. Değerlendirme aşamasında; sürücünün şerit ihlali yapması, kısa mesafede çok sık şerit değiştirmesi, hatalı sollama girişiminde bulunması, kör noktada yer alan aracı fark etmemesi, yüksek hızda ve düşük hızda ilerlemesi gibi hataların yanı sıra arkadan yaklaşmakta olan ambulans, itfaiye araçları gibi taşıtlara geçiş önceliği verilmesi uyarılarından oluşmaktadır. Tasarımın uygulamadaki sonuçlarını doğrulamak için tesis edilen parkur ve test robotları ile yapılan uygulama çalışmasında; hatalı sürüş gerçekleştirmekte olan sürücülerin kendi araçları tarafından uyarıldıkları ve hatalı sürüş bilgisini alan çevredeki diğer araçların da oluşabilecek kazaları önlemeye yönelik aksiyon aldıkları gözlemlenmiştir.
  • Öğe
    Arduino ve Android tabanlı kaza bildirim ve uyarı sistemi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Çetin, Abdullah
    Trafik kazalarında ilk yardım hayat kurtarmada saniye ve dakikalarla sınırlıdır. Bu bağlamda ilk yardım ve sağlık ekibinin olaydan hemen haberdar olup olay yerine bir an önce intikal etmesi gerekmektedir. Kaza gerçekleştiğinde, kazanın acil durum ekiplerine bildirilmesi kazaya karışan şahıslar ya da kazayı gören kişiler tarafından yapılmaktadır. Bazı durumlarda ise bu bildirim yapılamamaktadır. Ayrıca bu bildirimler esnasında kazanın şiddeti ve hasar miktarı doğru olarak bildirilememektedir. Kazanın bildiriminin yapılamaması, gecikmesi veya hatalı bildirilmesi acil müdahale ekiplerinin etkin müdahalede bulunmasını zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada aracın trafik kazasına karışması durumunda, kazaya ait, çarpışma hızı, hasar sınıfı (hafif, orta, ağır ve ölümcül), türü (önden çarpışma, devrilme, yanma vb.), kaza zamanı, konumu (GPS koordinatları) gibi bilgiler tespit edilerek; kaza, anında acil durum ekiplerine bildirilebilecek, elektronik kaza bildirim ve uyarı sistemi devreye girecektir. Bu sistem altı DOF eksenli (üç eksen jiroskop, üç eksen ivmeölçer) üzerinden alınan verileri mikrodenetleyicide işleyerek model olarak tasarlanan aracın ivmesel hareketini takip eder. Sistem; kaza olması durumunda ivme şiddetini g-kuvveti üzerinden ölçerek kazayı kategorilendirir, kaza şiddetine göre, GPS üzerinden aldığı konum bilgilerini ve kaza şiddetini gerekli en yakın birimleri GPRS&GSM sistemi üzerinden mesajla bilgilendirir. Ayrıca trafik yoğunluğunu ve en kısa mesafeyi kat etmesi için konum bilgilerini harita sistemi şeklinde link olarak göndererek ilgili birimin olay mahalline hızlı bir şekilde ulaşmasını kolaylık sağlamaktadır. Ayrıca ülkemizde artan sahte kazalardan dolayı sigorta şirketleri yüklü miktarlarda harcama yapmaktadır. Bu sistem kaza anından itibaren aracın üç boyutlu uzaysal alanda her hareketini ve her yönden aldığı darbeyi g kuvvetinden oluşan basınç ve ivmesel hareketlerinin kaydını araç hareketi sabitleninceye kadar kayıt altına alır. Böylece kazanın gerçekleştiği konum, saat, tarih ve kaza hakkında tam bir bilgi sahibi olmaya imkân sağlamaktadır.
  • Öğe
    Köprü yaklaşım dolgularının iyileştirilmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Yıldırım, Ünal
    Bursa'da yapımı düşünülen karayolları köprüsünün yapılacağı sahanın istenilen servis yüklerini taşıyamayacağı ve yapılan yaklaşım dolgularından dolayı oturma ve taşıma gücü problemlerinin ortaya çıkacağı öngörülmüştür. Köprü ile yaklaşım dolgularında herhangi bir iyileştirme yapılmadan ve iyileştirme yapıldıktan sonraki durumları değerlendirilmiş ve yapılan zemin iyileştirmeleri sonucunda zeminde meydana gelen taşıma kapasitesi ve mukavemet artışı amaçlanmıştır. Buna göre, jet grout, taş kolon ve geopier kolon ile zeminde iyileştirme yöntemleri kullanılarak ve farklı çaplara sahip deneme kolonları yapılarak sonuçlar elde edilmiştir. Yaklaşım dolgusunda meydana gelen stabilite kayıpları ise geogridler kullanılarak sınırlanmıştır. Yapılan çözüm sonucunda meydana gelen problemin, zemin iyileştirme yöntemleri kullanılarak oluşan oturma değerlerinin kabul edilebilir seviyelere düştüğü görülmüştür. Elde edilen oturma değerlerinin yanı sıra en ekonomik yöntem maliyet analizleri yapılarak belirlenmiştir. Bu çözümler PLAXIS programı ve sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak hesaplamalar yapılmıştır. Yapılan bu çalışmalar sonucunda zeminde ve dolguda stabilite sorunları aşılmış, taşıma kapasitesi artmış ve zeminin mukavemet özellikleri iyileştirilmiştir. Yapılacak köprünün dolgu yüzeyinde meydana gelebilecek çatlaklar sınırlanacaktır. İmalat sırasında ihtiyaç duyulan granüler malzeme veya dolgu ihtiyacında azalma olacaktır. Ülkemizde uygulama pratiği ve kolaylığı sayesinde ve elde edilen hesaplar sonucunda jet grout yöntemi ile zeminin iyileştirilmesi ve geogrid ile dolgunun güçlendirilmesi daha ekonomik ve pratik sonuçlar oluşturacaktır.
  • Öğe
    Güç faktörü düzeltme yöntemlerinin incelenmesi ve bir aktif güç faktörü düzeltme devresinin gerçekleştirilmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Şenol, Yeşim
    Gelişmekte olan ülkelerde enerji ihtiyacı her yıl artmaktadır. Güç sistemlerinde enerjinin verimli kullanılması ve sistem kapasitesinden maksimum fayda sağlanması için gerilim ve akım arasındaki faz açısının mümkün olduğunca küçük olması, başka bir deyimle bu açının kosinüsü olan güç faktörünün 0,95 ilâ 1,00 arasında bir değerde tutulması istenir. Ancak günümüzde çoğu tüketici cihaz, manyetik enerji gereksiniminden vb. sebeplerden dolayı endüktif enerjiye de ihtiyaç duymakta, güç faktörü (GF) değerleri 0.6 ilâ 0.8 arasında değişmektedir. Bu nedenle de dağıtım şebekesinden başlayarak iletim sistemi ve üretim santrallerine kadar tüm elektrik sistem bileşenlerinin kapasitesinden yeterince yararlanılamamaktadır. Çünkü üretilen görünür gücün önemli bir kısmı reaktif güç olarak harcanmaktadır. Ayrıca gerilim düşümlerine, enerji kayıplarına da neden olmaktadır. Öte yandan günümüzde elektronik devreler içeren cihazların daha çok kullanılması ve bu tür yüklerin hem güç faktörlerinin düşük ve hem de harmonik akım içermesi nedeniyle sorun karmaşık hale gelmiştir. Bu çalışmada öncelikle güç faktörünün önemi, teknik özellikleri, makro ve mikro ekonomik ülke kalkınmasına faydaları, analiz yapılarak araştırılmıştır. Çalışmada ayrıca güç faktörü düzeltme yöntemleri pasif ve aktif yöntemler olmak üzere ayrı ayrı incelenerek birbirlerine göre üstünlükleri araştırılmıştır. Çalışmada ayrıca 150 W gücünde anahtarlama modlu bir güç kaynağı için sürekli iletim modunda çalışan boost tipi güç faktörü düzeltme (GFD) devresi tasarlanarak MATLAB/Simulink Toolbox'da simüle edilmiş ve GF'nin 0,99 olduğu görülmüştür. Çalışmanın son bölümünde söz konusu GFD devresi gerçekleştirilmiş ve test edilerek simülasyon sonuçlarıyla karşılaştırılmış ve giriş gerilimine bağlı olarak GF'nin %97 ilâ %99 arasında olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca gerçekleştirilen GFD devresinin THD analizi yapılmış ve IEC 61000-3-2'ye uyumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    İKSA sistemlerinin sayısal olarak incelenmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Öztürk, Cihangir
    Şehirleşmenin etkisi ile yapı yoğunluğunun yüksek olduğu yerlerde kazıların yapılması,otopark gibi ihtiyaçlar nedeniyle daha fazla bodrum kat ihtiyaçları, arazideki kot farklarının fazla olması nedeniyle kazı çalışmaları esnasında geçici önlemler alınması zorunlu hale gelmiştir. Kazı çalışmaları esnasında iksa sistemlerinin tasarımı kadar uygulanmasının doğru olması büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada bir vaka örneği ele alınarak geri analizler yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar değerlendirilerek iksa sistemindeki hasarlar incelenmiştir. Sonlu elemanlar programı kullanılarak geri analizler yapılarak, sahada ölçülen deformasyonlarla karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre çözüm önerileri üzerinde durulmuştur. Ayrıca hassaslık analizleri ile iksa sistemine etkiyen parametreler araştırılmıştır. İçsel sürtünme açısının iksa sistemi tasarımını doğrudan etkilediği görülmüştür.
  • Öğe
    Yap işlet devret modeli ile yapılan köprü ve tüneller
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Kaşka, Mehmet Sena
    Teknolojinin ilerlemesi ve nüfusun hızla artması ile birlikte mevcut altyapı yetersiz kalmakta ve bu konu yeni yatırımlar yapılması gerekliliğini doğurmaktadır. Ülkemizde yapılacak yeni altyapı çalışmaları için kaynakların kısıtlı olması bu amaca yönelik kaynak arayışına sebep olmuştur. Yap – İşlet – Devret Modeli (YİD) modeli bu arayış sonucu geliştirilmiş bir modelidir. Yap- İşlet – Devret (YİD) kısıtlı olan bütçeyle yapılamayacak yatırımları, özel sektörün katkıları ile hayata geçirilmesine olanak sağlamaktadır. YİD modelinde ana amaç yüksek oranda altyapı sorununu çözmek bununla birlikte kamu finansmanına düşen yükün azaltılması ve hizmetin etkin kullanımı hedeflenmektedir. Bu çalışmada, Yap- İşlet- Devret (YİD) Modeline genel bir bakış, bu yöntem ile ülkemizde yapılan köprü ve tünellerin incelenmesi ve YİD yöntemi ile yapılan köprü ve tünellerin kullanıcılarına anket yöntemi ile memnuniyetinin ölçülmesi ve yöntem hakkındaki görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
  • Öğe
    İki eksenli gıda sıvısı döken makinenin tasarımı, analiz, talaşlı ve talaşsız imalat ile üretimi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Erdoğan, Muhammet Ömer
    İnsanların yeteneğine ihtiyaç duyulduğu mutfak sanatlarında, teknolojinin yardımı ile iş gücünün azaltılması ve hatanın sıfıra indirilmesi amaçlanmaktadır. 3 eksenli yazıcıların yaygınlaştığı bu dönemde artık plastik yerine birçok madde basabilen makineler üretilmektedir. Yapılan tezde bu makine ile gıda sektöründe iki eksen sistemi kullanarak, iş yeteneğine ihtiyaç duyulmadan daha seri ve az hatalı ürün ortaya koymayı hedeflenmektedir. İlk bölümünde literatür taraması yer alan tezde, ikinci bölümde sistemde kullanılan motor, sıvı akış ünitesinin ve mekanik kısmının tasarımı yer almaktadır. Üçüncü bölümde yazılım kısmı yer alırken, dördüncü bölümde ise tasarlanan bu makinenin talaşlı ve talaşsız üretim ile deneysel testleri yapılmıştır. Tasarlanan makine üzerine gerçek zamanlı olarak bilgisayar ara yüzü tarafından gönderilen koordinatların (x, y) ve sıvı akış ünitesinin çalışma durumları mikro denetleyici yazılımı ile işlenmiştir. Yazılımsal olarak iki bölümde ele alınmıştır. Bilgisayar ortamında kontrolün sağlanacağı bir ara yüz ve oluşturulan bilgisayar ara yüzü tarafından kontrolün sağlanacağı mikro denetleyici yazılımıdır. Bilgisayar ara yüzü tasarımı Visual Studio 2017 platformunda c# (c sahrp) dili kullanılarak tasarlanmıştır. Mikro denetleyici yazılımı tasarımında da Arduino yazılımı kullanılmıştır. Makine bilgisayar ara yüzü üzerinde fare ile yapılan çizimleri veya daha önceden kaydedilmiş *.PANKEK dosya uzantılı pankek verilerini mikro denetleyici üzerine, mikro denetleyici kartının bilgisayar üzerine bağlı olduğu seri port iletişim noktasından göndermektedir. Gelen dosyada ki verilere göre pankek sıvı haznesine sahip olan mekanik yapı hava pompasını harekete geçirerek sıvıyı döküm ağzına doğru iletmektedir. Step motorlar ile harekete geçilerek iki eksende sıvıyı ısıtılmış tablaya aktararak istenilen şekli kullanıcıya sunmaktadır. Bu işlemleri ATmega328 bir mikro denetleyiciye sahip bir kart ile yapılmaktadır. Makinenin mekanik yapısı birinci eksen, lineer rulman ile yataklanmış miller üzerine sahip bir kol hareketi bulunurken, ikinci eksende kayış sistemi ile yataklanmış döküm ağzı yer almaktadır. Benzer projelere göre tek kollu oluşu ısıtıcı tablayı alıp koyarken ve kullanıcıya müdahale esnasında kolaylık sağlarken, kayış ve yataklarla sistemi bütünleşmiş kullanılışı ile ön plana çıkmakta ve daha sabit çalışması sağlanmıştır.
  • Öğe
    Doğrusal motor sistemi üzerine 6 serbestlik derecesine sahip platform tasarımının yapılarak uygulanması ve yazılımın eniyileştirilmesi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Öztürk, Volkan
    Günümüzde askeri, cerrahi ve endüstriyel birçok alanda paralel mekanizmalar için kullanım alanları artmaktadır. Paralel mekanizmalar, iki rijit cisim arasında bulunan ve en az iki açık kinematik zincir ile birbirine bağlanmış yapılardır. Stewart Platform Mekanizması (SPM)'da buna verilebilecek ve 6 serbeslik derecesine sahip en iyi örnektir. SPM için literatürde en sık karşılaşılan yapı; sabit alt ve hareketli üst plaka arasında boyları değiştirilebilen bağlantı kollarından oluşmaktadır. Bu tez çalışmasında ise bağlantı kollarının uzunlukları sabit olmakla birlikte kolların alt mafsal kısımlarının zemine paralel doğrusal hareket sağlandığı bir model üzerinde çalışmalar yapılmış ve çalışma uzayı incelenmiştir. Bu model fikri üzerine tip sentezlemesi yapılarak, tekillik endeksi hesaplamalarına göre istenmeyen durumların arındırılması ile tasarımsal sistem gereklilikleri belirlenmiştir. Çalışmanın gerçekleştirilmesine ilk adım olarak Matlab ortamında 6x3 tipi platform iskeleti oluşturulmuş ve bu iskelet yapıdaki temel ölçülendirmeler, 3B katı model tasarımında kullanılıp üç boyutlu yazıcıda metrik olarak gerçek boyutta üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen parça tasarımları bir bütün haline getirilerek tez çalışması amacına uygun platform mekanizması oluşturulmuştur. Çalışmada platform yapısı için çalışma uzayı analizleri gerçekleştirilerek ters kinematik denklemler ile geometrik çözümleme yöntemleri kullanılarak platform için çözüm kümesi oluşturulmuştur. Kinematik hesaplama süreci gömülü elektronik kontrol sistemi üzerine aktarmıştır. Kontrol algoritmaları geliştirilerek yazılımsal eniyileme sağlanmıştır. Bu tez çalışmasında platform kontrolü için kontrol kolu ve açı sensöründen alınan verilerden faydalanılmıştır. Sistemin çalışma durumu eş zamanlı olarak LCD panel ile gösterilmiştir. Zemindeki doğrusal hareket yapan motor sistemlerinin kontrolleri bağımsız olarak ayrı ayrı mikrodeneteyiciler ile yapılmış ve bu işlem ile paralel iş bölümü gerçekleştirilmiştir. Ayrıca çalışma içerisinde güçlü bir istatistiksel tahminleme metodu olan kalman filtresinden faydalanılarak açı sensörüne ait ölçüm verisinin temizlenmesi sağlanmıştır.
  • Öğe
    Hexacopter yapısında bir insansız hava aracı ile elektronik ilaçlama/sulama sisteminin oluşturulması
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Uz, Umut
    İsmi belirtilen tez çalışmasında, altı rotorlu otonom uçuş sağlayabilen bir hexacopter oluşturulmuş olup, oluşturulan mekanizma doğrultusunda tasarlanan otomatik ilaçlama veya sulama sistemi adaptasyonu gerçekleştirilmiştir. Oluşturulan bu bütünleşik sistem doğrultusunda, oluşturulan altı rotorlu uçuş gerçekleştirebilen ilaçlama veya sulama hexacopterinin gerçekleştirdiği test uçuşlarına ait veriler elde edilmiş olup, bu veriler ışığında çalışmanın ne doğrultuda sonuca ulaştığı belirtilmiştir. Oluşturulan sistemde normal uçuş veya otonom uçuşun gerçekleştirilebilmesi için oto pilot modülü (STM32F427 Cortex M4 core) kullanılmıştır. Kullanılan bu modül sayesinde sistem içerisinde yer alan AC motor kontrolleri, radyo kontrol sinyallerinin işlenmesi ve telemetri verilerinin okunması gerçekleştirilmiştir. Oluşturulan sistemde yer alan oto pilotun yazılımı ArduPilot platformunda gerçekleştirilmiş olup, yapılan testler doğrultusunda en uygun parametreler bu platform üzerinde belirlenmiştir. Belirlenen parametreler doğrultusunda uçuş sırasındaki tüm veriler radyo kontrol ekipmanı yani uzaktan kumanda üzerinden anlık olarak takip edilebilmektedir. Bunun yanı sıra ArduPilot programı ile bütünleşik çalışan Hexatar üzerinde GPS, altimetre, barometre gibi sensörlere de sahip olduğundan dolayı bu sensörlerden alınan tüm verileri (konum, yükseklik, gidiş yönü) ArduPilot programı üzerinde takip edilebilmektedir.
  • Öğe
    Elektrik jet motorlu havadan karaya seyir füzesinin tasarımı, analizi ve 3 boyutlu yazıcı yardımı ile üretimi
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Yılmaz, Furkan
    İnsansız hava araçlarının son yıllardaki gelişimi ile birlikte, gelişmiş ülkelerin birçoğu savunma sanayi envanterlerindeki mevcut savaş uçaklarını insansız savaş uçakları ile değiştirmeye başlamıştır. Ülkelerin envanterine yeni yeni girmeye başlayan insansız hava araçları için yeni mühimmat ihtiyaçları doğmuştur. İnsansız hava araçlarının mevcut savaş uçaklarından farklı olan teknik özellikleri mevcut mühimmatların kullanılmasına engel olmaktadır. Özellikle bu yeni hava araçlarının sınırlı faydalı yük taşıma kapasitesi ve düşük seyir hızı, yeni mühimmatların üretilmesini zorunlu hale getirmektedir. Bu tez çalışmasında, ülkemiz envanterindeki insansız hava araçları için uyumlu olabilecek ve hiçbir ülkenin envanterinde olmayan bir çalışma sistemine sahip seyir füzesi tasarımı yapılmıştır. Bu seyir füzesinin gövde imalatı tamamiyle 3 boyutlu yazıcı kullanılarak elde edilmiştir. Seyir füzesine itki kuvveti sağlayacak bir elektrikli fan motoru konumlandırılmıştır. Ayrıca yön tayin etmek için servo motorlardan kuvvet alan finler ve bu motorları kontrol edecek uçuş kontrolcüsü de eklenmiştir. Sistem tamamıyla elektrik enerjisi ile çalışmaktadır. Ana sistemi besleyen batarya ve emniyet düğmesi ile elektronik ekipmanlara güç sağlayan ikinci bir batarya ve ikinci bir emniyet anahtarı füzenin gövdesine entegre edilmiştir. Gövde 4 bloktan oluşmaktadır ve herhangi bir birleştirme elemanına ihtiyaç duymadan elle sökülebilir ve tekrar geri takılabilir bir yapıdadır.
  • Öğe
    Bulanık mantık yöntemi ile otonom bot güç optimizasyonu
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Daştan, Barış
    Deniz araçları, insanların günlük hayatta çeşitli aktivitelerini gerçekleştirmek, su üzerinde kalmak ve hareket etmek amacıyla kullanılan araçlardır. Günümüz teknolojisinin geldiği noktada insan kas gücü etkisi azalmaya başlamış, insanlar tarafından kullanılan çoğu mekanik, elektrik veya elektronik ile ilgili cihazların otonom kontrolü sağlanmaya başlamıştır. Bu cihazların kontrolünde ise çeşitli programlama kartları, sensörler, ölçüm aletleri vb. cihazlar kullanılabilmektedir. Bu çalışmada, çeşitli tekne, yat ve gemilerde kullanılan insan hayatını kolaylaştırabilen ve yarar sağlayan sistemler incelenmiş ve incelenen sistemlere uygun olan sensörler belirlenerek bu çalışmada kullanılmış olup otonom bir model teknenin şartlara bağlı olarak güç optimizasyonu sağlanmıştır. Bu çalışmada kullanılan sensörler, modüller ve programlama kartı sıralanacak olursa Ardunio Uno, HC-SR04 Ultrasonik Mesafe Sensörü, ADXL345 3 Eksen İvme Ölçer, GY-NEO6MV2 GPS Modülü, 433 MHz RF Kablosuz Alıcı ve Verici kullanılmıştır. Kullanılan sensörlerden ve modüllerden elde edilen veriler MATLAB programı üzerinden yazılımsal olarak kontrol edilerek matematiksel olarak işlenmiş olup tasarlanan GUI (Graphical User Interface) ara yüz programına aktarılmıştır. Böylece elde edilen veriler sayısal ve grafiksel olarak gösterilmiş olup kullanıcının bilgilendirilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bir yapay zeka uygulaması olarak kabul edilen ve MATLAB yazılımı bir bölümü olan Bulanık Mantık uygulamasını ortam sıcaklığı ve Lipo Pil batarya devresi kullanılarak girdiler, çıktılar ve belirlenen kurallar doğrultusunda sistemin güç optimizasyonu sağlanarak çalışma süresinin elde edilmesine yönelik planlama yapılmış olup çalışma süresi girdiler, çıktılar ve belirlenen kurallara göre elde edilmiştir.
  • Öğe
    Stewart Platformu ile Üst Plaka Dengeleyici ve Açısal Teker Kontrollü Hibrit Araç Prototip Uygulaması
    (İstanbul Gelişim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Özer, Muhammet
    Günümüzde gelişen otomobil teknolojisi için sürüş dinamiğinde, hareketlerdeki esneklik oldukça önemli bir yer almaktadır. Eğlence, uzaysal hareketler ve simülasyon alanlarında bu platformlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Çalışmanın bu kapsamdaki amacı, bir aracın özgür hareket etmesini ve hareket halinde iken üzerinde bulunan platformu dengede tutmayı sağlamaktır. Bu tez çalışmasında, araçtaki tekerlek sistemi tüm tekerlerin kontrolleri ayrı ayrı yapılarak özelleştirilmiş ve aracın üzerine yerleştirilen denge platformunun dengeyi sağlaması gerçekleştirilmiştir. Aracın dört tekerleği bulunmakta ve tüm tekerlekler istenilen açılarda dönmesi için amaca uygun olarak tasarlanmıştır. Tekerleklerin açısal hesaplamalarında Ackermann Yönlendirme Geometrisinden faydalanmıştır. Denge Platformunda ise 3x3 bağlantı modeline sahip ve paralel bir mekanizma yapısında olan Stewart Platformu tasarlanmıştır. Platformun bu modeli ile doğrusal ve açısal birçok hareketi yaptırmak mümkündür. Tekerlek sistemi ve platform için yapılan tasarımlar birleştirilerek, sistem bir bütün heline getirilmiştir. Sistem manuel ve otomatik olarak çalışabilmektedir. Yapılan tez çalışmasında sistem durumunun gerçek zamanlı izlenmesi için mobil uygulama hazırlanmıştır. Çalışma tamamlanarak, çalışma sürecinde tekerlek sisteminin ve platformun karşılaşabileceği olaylar senaryolaştırılarak cihaz ile denemeler yapılmıştır. Faydalı model üzerinde yapılan testler neticesinde hareket esnekliği ve sistemin amacına uygun denge hareketlerini sağladığı gözlemlenmiştir.